Altın alacaklar dikkat: Yarın kritik gün
FED Başkanı Powell’ın Jackson Hole’deki açıklamaları piyasa dostu ve güvercin tonda bulundu. Açıklamalarda çıkan en belirgin izlenim, FED’in strateji değişikliğine gidilmesi ve ortalama yüzde 2’lik enflasyonu hedefleme kararı oldu. Buna göre, para politikası bir süreliğine enflasyonun yüzde 2’nin üzerine çıkmasına müsaade edecek ve hemen faiz artırımına gidilmeyecek.
Hürriyet'ten Zeynel Balcı'nın haberine göre, önceliğin istihdam artışı ve pandemiye bağlı ekonomik krizin atlatılmasına öncelik verilecek. Yapılan açıklamalar aslında mevcut piyasa iklimine uygun. Düşük faiz yanında piyasalara hiç olmadığı kadar bol para verildi.
Bunun sonucu olarak uzun dönemde enflasyonda artış beklentisi kaçınılmaz bir sonuç. Salgın hastalığın ekonomi üzerindeki etkilerinin sürdüğü bir ortamda faiz artışı ve likidite kısıcı adım atılması zaten çok zor.
Yüksek enflasyon beklentisi ilk aşamada ABD 10 yıllık tahvil faiz oranlarında yükseliş eğilimi olarak yansıma gösterse de sonra zayıfladı. Powell’in faiz konusunda ağır davranacakları yönündeki açıklamaların ardından ABD doları değer kaybederken ( Dolar Endeksi geriledi) Euro değer kazandı. Powell’in açıklamalarından anlaşılan, enflasyon yükselse de düşük faiz, bol likidite ortamı devam, önceliğimiz istihdam ve krizin atlatılması, gerisine sonra bakarız. Bunu piyasalar ve özellikle gelişen piyasalar için olumlu değerlendirmek mümkün.
Fed Başkanı Powell’in açıklamaları nedeniyle ABD uzun dönem tahvil faiz oranlarının yükselişi kısa bir dalgalanma ve kâr satışlarının ardından altın fiyatlarına yükseliş olarak etki etti.
Altın fiyatlarını etkileyen faiz, enflasyon, ABD doları, merkez bankaları para politikaları, güvenli liman ihtiyacı gibi parametrelere bakıldığında bunun nedeni anlaşılacaktır.
Faizin düşük kalacak olması, ABD dolarının zayıflaması, enflasyonda yükseliş beklentisi, merkez bankalarının parasal genişleme politikalarının sürmesi ve salgın hastalıkta artan vaka sayıları ve güvenli liman ihtiyacının devam ediyor olması altın fiyatlarındaki yükselişi destekleyecek gelişmeler. Bu durumda Powell’in açıklamaları sonrası altın fiyatlarındaki yükselişi olağan karşılamak gerekir.
Rusya’nın geçtiğimiz günlerde bulduğu aşıya çok fazla destek ve onay gelmeyince altın fiyatları üzerindeki düşüş yönlü etkisi azaldı. Özetle, altın parlamaya devam ediyor.
İç ve dış piyasalar yoğun gündem ile birlikte dalgalı bir seyir izliyor. Borsa İstanbul’da çıkış hareketi direnç seviyelerini geçmekte zorlanırken dış borsalara göre biraz daha zayıf göründü. Döviz kurlarında hafif gerileme, kısa ve uzun vadeli gösterge tahvil bono faiz oranlarında ise gevşeme vardı.
Piyasaların gündeminde, FED Başkanı Powell’ın Jackson Hole’ün açılışında gerçekleştirdiği konuşma, altın fiyatları, Doğu Akdeniz’deki gelişmeler, koronavirüse bağlı haberler ve makroekonomik veriler öne çıkan konu başlıkları.
Tansiyonun yükseldiği Doğu Akdeniz’de Türkiye ve Yunanistan arasındaki gerginlikte Avrupa Birliği ve Almanya’nın Yunanistan’dan yana açık tavır koymaları ayrıca Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in Türkiye’ye yaptırım hazırlığından söz etmesi tepkiyle karşılandı.
JP MORGAN’IN ÖNERİSİ
Cuma günü gelen bu açıklamalar Borsa İstanbul’a zayıf satış dalgası olarak yansırken dış borsalardan olumsuz ayrışmasına neden oldu. Döviz kurlarında ise yükseliş hareketi ivme kaybetmeye başladı.
Bu gelişmede; Merkez Bankası’nın (TCMB) örtülü faiz artırımı ve likidite kısıcı hamlelerinin yanında, Powell’in açıklamaları sonrası ABD dolarının dış piyasalarda değer kaybı, son haftalarda artışlarına şahit olduğumuz bankalardaki döviz mevduatının geçen hafta biraz gerilemesi, ABD’li ünlü yatırım bankası JP Morgan’dan gelen “dolar sat, TL al” önerisi ve kâr satışlarının etkili olduğunu söylemek mümkün.
Diğer yandan TCMB tarafından perşembe günleri açıklanan yurtdışı yerleşiklerin portföy yatırımlarında (sıcak para) 21 ağustos haftasında yabancı çıkışlarının nette 15 milyon dolara düşmesi (hisse satışı 86 milyon dolar, tahvil bono alışı 71 milyon dolar) yabancı satış baskısının nispeten azaldığını göstermesi açısından kayda değer bir gelişme. Hatırlanırsa geçtiğimiz haftalarda bu rakamlara 500-600 milyon dolar seviyelerinde seyrediyordu.
Artan pandemiye bağlı vaka sayıları ve zayıflayan aşı etkisine rağmen düşük faiz ve bol likiditen avantajını kullanmaya devam eden piyasaların genel görünümünü özetleyecek olursak, dış borsalardaki iyimserlik sürüyor. Buna karşılık olumlu havayı korumaya çalışan bir iç piyasadan söz etmek mümkün.
Yenicag / Ekonomi