Bakan Pakdemirli: 163 bin küçükbaş hayvan ihraç ettik
, "Tarımsal desteği 2 yılda yüzde 52 artırarak 22 milyar liraya çıkardık. Tarımsal hasılamız yüzde 45 artarak 275 milyar liraya ulaştı. Bugün Türkiye, tarımsal hasılada Avrupa'da birinci, dünyada ise ilk 10 içinde." dedi.
Pakdemirli, Topçam Yaylası'nda düzenlenen "Koyunculuk Projesi"nin tanıtım toplantısında, yarınlar için küçükbaş hayvancılığı geliştirmeyi hedeflediklerini söyledi.
Hayvancılığın Orta Asya'dan beri sürdürüldüğünü anlatan Pakdemirli, "Anadolu'da zenginleştirip büyüttüğümüz köklü bir meslek. Hatta peygamber mesleği. Eti, sütü, yapağısı, tiftiği ve derisi ile en temel ihtiyaçları karşılayan küçükbaş hayvancılığımız katma değeri yüksek bir alan." diye konuştu.
Bakanlık olarak kadim mirası geleceğe taşımak ve daha çok verim almak adına küçükbaş hayvancılıktaki politikaları sürdürülebilir üretim ve katma değerli ürün hedefine uygun belirlediklerini vurgulayan Pakdemirli, yeni tip (Kovid-19) sürecinde de çiftçi ve üreticilerle birlikte olduklarını söyledi.
Bu dönemde 200'e yakın videokonferans toplantısı gerçekleştirdiklerini ifade eden Pakdemirli, Bakanlık olarak tüm önlemleri aldıklarını, planlamaları ivedilikle oluşturduklarını bildirdi.
Alınan tedbirlerle gıda arzı ve tarımsal üretimin kesintisiz devam ettiğini, bunun 18 yılda canla başla oluşturulan güçlü tarım ve orman altyapısı sayesinde olduğunu belirten Pakdemirli, "Cumhurbaşkanlığı sistemiyle bu yapıyı daha da sağlamlaştırdık. Tarımsal desteği 2 yılda yüzde 52 artırarak 22 milyar liraya çıkardık. Tarımsal hasılamız yüzde 45 artarak 275 milyar liraya ulaştı. Bugün Türkiye, tarımsal hasılada Avrupa'da birinci, dünyada ise ilk 10 içinde. Bu başarı verdiğimiz desteklerin ve elbette tarım orman paydaşlarının, yani sizin emeklerinizle hasıl oldu." diye konuştu.
Pakdemirli, Anadolu'da koyun ile buğdayın büyük önem taşıdığının altını çizerek, şöyle devam etti:
"Buğdayla koyun, gerisi oyun'. Bu, bizim coğrafyamızı ve kültürümüzü en iyi ifade eden sözlerden biri. Çünkü Anadolu, buğdayın ana vatanıdır. Koyunla keçi de bu coğrafyanın kültürüdür, tadıdır, tuzudur. 18 yıldır olduğu gibi bundan sonra da yeni projelerle küçükbaş hayvancılığı desteklemeye devam edeceğiz. Küçükbaş sayımız Cumhuriyet'in ilk yıllarında 21 milyon civarındaydı. 80'lerin başına kadar da artarak 68 milyona kadar ulaştı ancak 80'lerdeki kalkınma sürecinin etkisiyle, psikolojik, sosyolojik, ekonomik nedenlerle giderek azalmaya başladı. Tabii güvenlik nedeniyle meraların yeterince kullanılamaması da bu azalış sürecini hızlandırdı. Kırsaldan kentlere artan göçlerle insanlar sofralarında küçükbaşı değil, sığır etini tercih etmeye başladı. 2002 yılında küçükbaş sayımız yarı yarıya düşerek 32 milyon başa kadar geriledi. 18 yılda küçükbaşa verdiğimiz destekler ve başlattığımız yeni projelerle bu geri gidişe 'dur' dedik."
"KÜÇÜKBAŞ SAYISINDA AVRUPA'DA BİRİNCİ SIRADAYIZ"
Koyun sayısını 2019'da yüzde 48 artışla 37,3 milyona, keçi sayısını yüzde 65 artışla 11,2 milyona, toplam küçükbaş sayısını ise yüzde 52 artışla 48,5 milyona çıkardıklarına işaret eden Pakdemirli, son 2 yılda yakaladıkları yüzde 9,4 artışla 4,1 milyon küçükbaşı sürülere kattıklarını anlattı.
Türkiye'nin küçükbaş hayvan sayısı bakımından önemli bir yerde bulunduğunu belirten Pakdemirli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün küçükbaş sayısında Avrupa'da birinci sıradayız. Yıl sonunda da inşallah hedefimiz olan 56 milyon başa sizlerin gayretiyle ulaşacağız. Küçükbaş süt üretimimiz 18 yılda 2,4 kat artışla 2,1 milyon tona, küçükbaş et üretimimiz yüzde 34'lük artışla 126 bin tona ulaştı. Potansiyelimiz büyük, hedeflerimiz de büyük. 2023 yılında her bir vatandaşımız için 1 küçükbaş hedefi koyduk. Geçen yıl gerçekleştirdiğimiz 3. Tarım Orman Şurası sonuç raporunda ve eylem planında küçükbaş önemli bir yer tutuyor. Sayı ve verimi artırmanın yanında küçükbaş et tüketiminde ciddi farkındalık oluşturmak istiyoruz. Avrupa'da üretilen kırmızı etin yüzde 73'ü, dünyada üretilen kırmızı etin ise yüzde 58'i domuz etidir. Çok şükür, biz Müslüman'ız, domuz eti yemiyoruz. Bizim elimizde helalinden koyunumuz ve keçimiz var. Bu amaçla küçükbaş hayvan eti tüketiminin özendirilmesi ve pazar payının artırılmasına yönelik çalışmaları başlattık. Zayıf meralar ile nadas, anız ve bitkisel üretime uygun olmayan alanları zaten hemen değerlendirmeye başladık. Ana amacımız protein bakımından oldukça zengin, yumuşak ve lezzetli olan küçükbaş hayvan etinin toplam kırmızı et tüketimindeki payını artırmak."
Bakan Pakdemirli, bugün kırmızı et içinde küçükbaşın payının yüzde 10 civarında olduğunu, bu oranı 2023'te yüzde 20'ye çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
Canlı koyun keçi ihracatının artması için çalışmaların sürdüğünü dile getiren Pakdemirli, "2019 yılında Katar, Sudan, Irak ve Lübnan olmak üzere 4 ülkeye 163 bin küçükbaş hayvan ihraç ettik. Yani artık ithal etmiyoruz, ihraç diyoruz. Küçükbaş hayvancılığı geliştirmek için önemli destekler sağlıyoruz. Hayvan başına 25 lira anaç koyun keçi desteği veriyoruz. 2019 yılında 23 milyon baş anaç koyun keçi için 578 milyon lira destek sağladık." diye konuştu.
Geçen yıl 187 milyon lira sürü büyütme yenileme desteği, 5,5 milyon lira tiftik üretimi desteği, 22 milyon lira küçükbaş çiğ süt desteği, 53 milyon lira çoban istihdam desteği olmak üzere küçükbaş yetiştiricilerine 845 milyon lira destek ödemesi yaptıklarını vurgulayan Pakdemirli, şunları kaydetti:
"5 ilimizde 2,8 milyon lira hibe desteği ile koç teke merkezi kurduk. Bu merkezlerden koç teke alımına yüzde 50 hibe ödüyoruz. Yine 2019 yılında küçükbaşta Sürü Büyütme ve Yenileme Projesi'ni başlattık. Bir önceki yılda doğan kuzu ve oğlaklardan anaç vasfına ulaşan ve ilk defa sürüye katılan hayvan başına 100 lira destek veriyoruz. 2019 yılında 1,9 milyon küçükbaşa destek verdik. Koyun ve keçi ırklarımızın ıslahı ve korunması amacıyla soy kütüğü kayıtlı koyun ve keçiye 100 lira destek sağlıyoruz. Soy kütüğünden doğan damızlık koç tekeleri kullanan yetiştiricilerimize de koç teke başına 500 lira destekleme ödemesi yapacağız. Halk Elinde Küçükbaş Islah Projesi kapsamında elit sürülerde hayvan başına 70 lira, diğer sürülerde hayvan başına 40 lira destek sağlıyoruz. Bu kapsamda çoban istihdamı yapan küçükbaş işletmelerimize yıllık 5 bin lira destek sağlıyoruz."
Tokat'ın 68 bin keçi ve 285 bin koyun olmak üzere toplam 353 bin küçükbaş hayvan varlığı ile Karadeniz Bölgesi'nde birincisi sırada olduğunu belirten Pakdemirli, "Karayaka ve Akkaraman ırklarının yaygın olduğu Tokat'ta sadece buraya özgü Karagül koyunumuz Bakanlığımızca koruma altına alındı. Ayrıca bu özel türü geliştirecek projeler yürütüyoruz." ifadelerini kullandı.
Bakan Bekir Pakdemirli, Tokat'a hayvancılık yönünden verilen desteklemelere değinerek, "Bakanlığımızca yürütülen Halk Elinde Islah Projesi kapsamında 137 çiftçimizin 25 bin 200 küçükbaş hayvanını destekliyoruz. Tokat'ta Bakanlığımızca desteklenen koç teke üretim istasyonu, 2018 yılında Koyun Keçi Birliği tarafından faaliyete geçti. Bu istasyonda üretilen 500 koç teke, çiftçilerimize yüzde 50 hibeli olarak dağıtıldı. TKDK kapsamında toplam 3,7 milyon lira hibe ile 6 ağılı destekledik. TKDK'nin hayvancılık proje çağrısı da devam ediyor." şeklinde konuştu.
Tokat'ta yetiştiricilere "Koyunculuk Projesi" kapsamında birçok imkan sağlanacağını aktaran Pakdemirli, "Küçükbaş sürüsünü büyütmek isteyenler ve daha önce hayvancılık yapmış olanlar, Ziraat Bankasından 150 bin liraya kadar ipoteksiz ve teminatsız kredi kullanabilecek. 100 bin liraya kadar olan kısmı sıfır faizli olan bu krediler 1 yıl ödemesiz, 5 yıl vadelidir. Eğer 50 bin lira ilave kredi istenirse yüzde 4,5 gibi düşük bir faizle 18 ay vadeli olarak bu imkandan faydalanabilecekler." dedi.
Programa Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Tokat Valisi Ozan Balcı, Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu, milletvekilleri ile protokol üyeleri katıldı.