Bankalar reel sektöre yeterli destek sağlamadı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son iki yılda kamu dışındaki bankacılık sisteminin, reel sektöre yeteri kadar destek sağlamadığına dikkat çekerek, “En ihtiyaç duydukları dönemde kredi muslukları kapatılan reel sektörümüzün adeta altı boşaltıldı. Bilançolarında herhangi bir sorun olmadığı halde sırf yaşadıkları mali sıkıntı sebebiyle pek çok firma üretimden çekilme noktasında kaldı” dedi.
Hürriyet gazetesinden Eyüp Serbest'in haberine göre; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yürüttükleri mücadelenin başarısı için güçlü bir ekonomiye ve sağlam bir finans sistemine ihtiyaç duyulduğunu söyleyerek, özellikle son iki yıldır yaşanılan tecrübelerin bankacılık dışı finansman yöntemlerinin ne kadar hayati öneme sahip olduğunu gösterdiğini vurguladı. Erdoğan, “Üzülerek belirtmeliyim ki bu dönemde kamu dışındaki bankacılık sistemimiz, reel sektöre yeteri kadar destek sağlamadı. Tam tersine en ihtiyaç duydukları dönemde kredi muslukları kapatılan reel sektörümüzün adeta altı boşaltıldı. Bilançolarında herhangi bir sorun olmadığı halde sırf yaşadıkları mali sıkıntı sebebiyle pek çok firma üretimden çekilme noktasında kaldı” dedi.
Erdoğan, Marmara Üniversitesi ve Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi’nce, Marmara Üniversitesi Rektörlük Binası’nda düzenlenen Alternatif Finansta Yeni Ufuklar: Likidite, Yeşil Finans ve Politik Ekonomi Konferansı’nda konuştu, yürüttükleri mücadelenin başarısı için güçlü bir ekonomiye ve sağlam bir finans sistemine ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Küresel ekonomide işaretleri görülen yeniden yapılanma eğilimini ekonomik reformlar içerisinde bir fırsat olarak gördüklerini vurgulayan Erdoğan, 2008 krizinin ardından sisteminin sürdürülemez olmasının görüldüğünü, buna rağmen sistemi sorgulamak yerine devamını sağlamak yoluna gidildiğini kaydetti.
FİNANS MERKEZİ 2022’DE
Erdoğan, krizin aşılmış gibi görülmesini sağlayan müdahalelerin artık etkilerini yitirdiğini belirterek, şöyle devam etti: “Bugün dünyayı yeni bir ekonomik durgunluk korkusu sarmış durumda. Pek çok ülke kendi ihtiyaçlarına uygun yeni bir finansal ve ekonomik mimari ortaya koymak için yoğun çaba içindedir. Türkiye bu büyük dönüşümün seyircisi değil, bir aktörü olacağını açık bir şekilde tüm dünyaya göstermiştir. İstanbul’u küresel bir finans merkezi yapma hedefimiz işte bunun için çok önemlidir. Çok geciktik. Bu projenin en geç 2022 yılı başında hayata geçirilmesini bekliyoruz.”
Erdoğan, bunları söylerken gözlerin hakikatlere de kapanamayacağını ifade ederek, alternatif finans araçlarındaki tüm gelişmelere rağmen bugün ülkedeki bankacılık sektörünün toplam finans sektörü içindeki payının yüzde 90’lar civarında olduğunu dile getirdi. Gelişmiş ülkelerde ve birçok gelişmekte olan ülkede bu payın çok daha dengeli dağıldığını vurgulayan Erdoğan, özellikle son iki yıldır yaşanılan tecrübelerin bankacılık dışı finansman yöntemlerinin ne kadar hayati öneme sahip olduğunu gösterdiğini anlattı.
Erdoğan, “Üzülerek belirtmeliyim ki bu dönemde kamu dışındaki bankacılık sistemimiz, reel sektöre yeteri kadar destek sağlamadı. Tam tersine en ihtiyaç duydukları dönemde kredi muslukları kapatılan reel sektörümüzün adeta altı boşaltıldı. Bilançolarında herhangi bir sorun olmadığı halde sırf yaşadıkları mali sıkıntı sebebiyle pek çok firma üretimden çekilme noktasında kaldı. Cumhurbaşkanlığı olarak bakanlıklarımızla özel sektörümüzde ve kamu bankalarımızla iş birliği içinde bu sıkıntılara çözüm olacak yöntemler geliştirdik, geliştirmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
YALNIZ BIRAKILMADI
Üreten, istihdam eden, ihracat ve yatırım yapan insanları bu zor dönemlerinde yalnız bırakmadıklarını vurgulayan Erdoğan, yaşadığı tüm sıkıntılara rağmen çözümü doğduğu, büyüdüğü, kazandığı topraklarda arayan tüm reel söktür mensuplarına şükranlarını sundu. Erdoğan, her kriz aynı zamanda bir fırsattır gerçeğine uygun olarak hedefledikleri şekilde bankacılık dışı finansal kesimin büyümesine yönelik adımlar attıklarını belirterek, şöyle devam etti:
DOĞRU KAVRAM
“Başından beri hep katılım bankacılığı derler dururlar. Ben buna hep karşı çıktım. Zira katılım bankacılığı diye bir kavram olmaz. Eğer faizsiz sistemse işte şimdi söylüyoruz. Katılım finans sistemi. Çünkü birbiriyle ters düşen bu iki kavramı niye kullanalım ki. Birisi sömürüyü ifade ediyor. Ama biz burada sömürüyü değil, eğer reel sektörü ayağa kaldıracaksak o zaman kusura bakmasınlar, reel sektöre gereken destek verilmeli. Kimle? İşte katılım finansal sistemiyle şimdi bu döneme girdik. Yeni kalkınma planımız ve yeni ekonomik programımızla sermaye piyasasının payının artırılmasına yönelik bir dizi tedbiri hayata geçiriyoruz. Firmalarımızın ihtiyaç duydukları mali kaynaklara daha sağlıklı bir şekilde kavuşabilmeleri için KOBİ’lere yönelik yeni uygulamalar geliştiriyoruz. Sermayenin tabana yayılmasını ve doğrudan finansa erişimi sağlayan sermaye piyasalarının sistem içindeki ağırlığının artmasını bekliyoruz. Tasarrufların daha fazla oranda sermaye piyasalarında değerlendirilmesi bu çabaların başarıya ulaşmasını sağlayacaktır.”
2025 HEDEFİMİZ YÜZDE 15 PAY
CUMHURBAŞKANI Erdoğan katılım bankacılığı sisteminde önemli hedefler koyulduğunu ifade etti. Erdoğan şöyle konuştu: “Hedefimiz 2025 yılı itibariyle katılım finansın bankacılık varlıkları içindeki payını yüzde 15’ler seviyesine çıkmasıdır. Bunu başarmamız lazım. Bunun için herkesten gayret ve destek bekliyoruz. Yeni kalkınma planında ürün ve hizmet çeşitliliğinin artmasıyla insan kaynağının geliştirilmesi başta olmak üzere katılım finansını istediğimiz yere getirme konusunda önemli hedefler ortaya koyduk. Hiç şüphesiz bu konuda katılım finans kurumlarına da önemli görevler düşüyor. İnanıyorum ki bu aynı zamanda yastık altına da ciddi manada hitap edecektir. Yastık altı inşallah bu adımın atılmasıyla hareketlenecektir. Öncelikle bu kurumlara olan teveccühün istenilen seviyede olmamasının nedenleri sağlıklı bir şekilde tespit edilmelidir. Katılım finansı bankacılık sisteminin faiz oranlarıyla hareket etmemelidir. Onunla hareket ederse bunun adı aldatmaca olur. Böyle bir şeye asla fırsat verilmemeli.”
kaynak : hurriyet.com.tr