Ekonomist Uğur Civelek'ten dolar kuru yorumu (Dolar kuru neden yükseliyor?)
Ekonomist Uğur Civelek, Aydınlık gazetesinde 'Büyük belirsizliklere bağlı korkular algıları köreltebilir' başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Yazısında dolar kurlarına da değinen Civelek şunları belirtti:
"2019 yılı ilk çeyrek döneminin son haftasına koşarken ekonomimizin genel görünümü konusundaki kanaatler keskin bir şekilde ayrışmaya devam ediyor. Siyasi İrade en kötünün geride kaldığını ve umulandan daha iyi sonuçlar alındığını iddia ediyor; sistemi oluşturan kurumsal yapının temsilcileri ve risk taşıyan yabancılar ise çıkarları gereği temkinli bir şekilde bu söylemi desteklemek durumunda kalıyor. Biz ise görüntü ile gerçeğin hızla birbirinden uzaklaştığını, sorunlara müdahale etmek yerine sonuçların geçici bir süre için farklılaştırıldığını ve kırılganlığı azaltmak konusunda çaba harcanmadığını düşünüyoruz.
Bu yılın ilk çeyrek dönemi itibarı ile makroekonomik performans sonuçları ve bunların ne tür yaklaşımlar ile elde edildiği konusu güven vermiyor. Anılan dönemde ekonomi daraldı, işsizlik oranları yükseldi ve enflasyon yapay zorlamalar sayesinde kısmen geriletildi. Eğer piyasa işleyişine kapsamlı bir şekilde müdahil olunmasa ve düzenleyici ve denetleyici kurumlar kendi görevlerinin gereğini yapabilse sonuç ne olurdu sorusu genelde görmezden gelindi! Küresel sorunlar, jeopolitik gerginlikler ve yaptırım tehditleri ise hiç hesaba katılmadı!
Beklentileri olabildiğince toparlayarak ekonomik sıkıntıların kısa vadede seçmen üzerindeki etkisini asgariye indirmek için seferber olundu. Düzenleyici ve denetleyici kurumların temel işlevlerinden uzaklaşmasının yaratabileceği ek kırılganlıklara bağlı yan tesirler yok sayıldı; bu olumsuzlukların, sistemin taşıyıcı kolonlarının kırılması anlamına gelebileceği, bunları hamaset ile sıvamanın oluşan boşlukları dolduramayacağı dikkate alınmadı. Kısa vadede yaşanmaması adına, olası kur şoklarının daha yıkıcı olabilmesi için kaçınılması gereken pek çok şey yapıldı!
Bizim itiraz ettiğimiz şeyler yapılmasa idi, döviz kurları ve faizler bu kadar gerilemezdi; bilançolar kayıplarını kısmen de olsa geri alamaz ve enflasyon yaşanan oranda gerilemezdi. Bunlar doğru; fakat bu süreçte düzenleyici ve denetleyici kurumların yıpratılarak işlevsiz hale getirilmesi, bu yolla kırılganlık konusundaki endişelerin tırmanış yolunun sonuna kadar açılması büyük yanlış oluyor! Durum böyle olunca, bu açmazın farkında ve bize karşı kullanma niyetinde olanlara karşı, çıkarlarımızı nasıl koruyacağız? Yeni kur şokları yaşanmasın diye sürekli ve hesapsızca taviz vererek kendi çıkarlarını korumaktan vazgeçen çizgide mi olacağız? Bu türden hesapsızlıklar kur şokları yaşanması olasılığını azaltır mı, yoksa tam aksine artırır mı?
Küresel ekonomi durgunluk yönünde alarm veriyor, gelişmiş ülkelerin para otoriteleri normalleşme tasarımlarından uzaklaşmak zorunda kalıyor. Kendi yanlışlarının faturasını başkalarına ödetmek isteyenler ise, yaklaşan tehlikeyi yeni bir fırsatmış gibi pazarlamaya çalışıyor. Yozlaştığı alenileşen kurumsal yapıya yönelik güvensizlik artıyor, geride bıraktığımız yıl genelindeki olumsuzluklar sonrasında 2002-2013 dönemindekinde çok daha farklı eğilimlerin sahne alması olasılıkları güçleniyor. Bu türden büyük belirsizlik dönemlerinin, büyük olasılıkla aşırı kırılgan ekonomilere yaramayacağı gerçeği görmezden geliniyor.
Olası kur şokları konusundaki büyük endişe, ekonomi yönetimi ile sistemi oluşturan kurumsal yapının sağlıklı düşünmesini, sorunlara gerçekçi ve orta vadeli olarak değerlendirebilmesini engelliyor olabilir. Bu türden olumsuzlukların yaratabileceği çaresizlikler, bundan sonrası için dik durulabilmesini ve çıkarlarımızın korunabilmesini zora sokabilir. Bu olasılıklar, hem sorunları ağırlaştırır ve beklentilerin düzelmesini engeller ve hem de güven bunalımının derinleşmesini hızlandırabilir. Korkunun ecele fayda etmediğini kabul etmek zorunda kaldığımızda, gidenleri geri getirmek mümkün olamayabilir!
Hemen yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız riskleri azaltmak konusunda seferber olmadan ve buna uygun şekilde belli bedeller ödemeyi göze alarak öncelikleri yeniden belirlemeden, ülkemizin beka sorunlarını çözme yönünde mesafe kat edebilir miyiz? Bu soruya verilebilecek yanıtlar bile, nasıl bir belirsizlik ile karşı karşıya olduğumuz konusunda bir fikir verebilir!"
ulusal.com.tr