Fiyatlar indirim marketleri ile yarışıyor! Raflarda promosyon rekabeti artıyor
Ekonomik kriz alışveriş sepetlerindeki ürün sayısını yüzde 2 düşürürken, tüketicinin indirimli ürün peşinde koşması büyük zincir marketlerde promosyon rekabetini başlattı.
Önceki yıllarda promosyonlu satışların toplam içinde 3'te 1'lik pay alırken şimdi satışlarının yarısının promosyonlu ürünlerden oluştuğunu açıklayan Carrefoursa Genel Müdürü Kutay Kartallıoğlu, “İndirim marketleri kadar agresif fiyat uyguluyoruz. Özellikle son bir yılda mevcut ekonomik koşulların etkisi ile ayçiçek yağı, bakliyat, makarna, yumurta, tuvalet kâğıdı gibi ürünlerde müşterilerimizin marka tercihinin değiştiğini görüyoruz. Ürün adedi anlamında sepetlerde yüzde 1-2'lik bir azalma var ancak enflasyon sebebi ile sepetlerde yüzde 22-23 oranında ciro artışı sağlandı” bilgisini verdi.
4'TE 3'Ü PROMOSYONLU
Sektördeki gelişmeleri ve şirket hedeflerini dün İstanbul'da düzenlenen basın toplantısı ile açıklayan Kartallıoğlu, gıda ve gıda dışı ürünlerde enflasyon etkisini azaltmak için private label markalı ürünler ile promosyonlu satışlara ağırlık verdiklerini söyledi. Ekonomik koşulların etkisi ile tüketicilerin önemli bir promosyon ve indirim beklentisi içine girdiğini kaydeden Kartallıoğlu, yüzde 60'a varan indirimlerle son 3 ayda müşteri trafiğinin yüzde 4 arttığını dile getirdi. Gıda dışı alanında promosyonlu ürünlerin bu alandaki satışlar içindeki payının yüzde 75'e ulaştığını belirten Kartallıoğlu, bu alanda satılan her 4 üründen 3'ünün promosyonlu olarak satıldığını aktardı. Son dönemlerde market markalı ürünlerin daha fazla tercih edildiğini kaydeden Kartallıoğlu, şöyle devam etti:
SEBZE MEYVE ZARARINA
“Özel markalı ürünlerimizin ciromuzun içinde yüzde 5 payı var. Hedefimiz bunu yüzde 10'a getirmek. Önceki yıllarda bu rakam yüzde 3.5'ti. Burada yüzde 60'lık büyüme söz konusu. Private label ürünlerini ulusal markaların fabrikalarında üretiyoruz. Kendi ürünleri ile fabrikalarının kapasitesini dolduramıyorlarsa marketlere private label üretim yapmak onlar için de mali açıdan avantajlı.”
Sebze ve meyvede zincir marketlerin fiyatları domine ettiğine dönük eleştirilere Kartallıoğlu, “Perakendecinin sebze meyve satışlarındaki hakimiyeti yüzde 5 bile değil. Biz sebze meyve alımlarımızın yüzde 20'sini direk üreticiden, yüzde 20'sini halden, yüzde 60'ını ise tüccar-üreticilerden alıyoruz” yanıtını verdi. Burada ortalama yüzde 10 brüt kâr elde ettiklerini açıklayan Kartallıoğlu, marketlerin personel temizlik ve atık giderleri çıkarıldığında sebze meyvede zararına satış yaptıklarını belirtti.
AVRUPALI UCUZ ÜRÜN İÇİN TÜRKİYE’NİN KAPISINDA
Bu noktada artık Türkiye'nin tarım politikalarını yeniden ele alması gerektiğini söyleyen Kutay Kartallıoğlu, son 5 yılda Türkiye'nin tarım alanının yüzde 13'ünü kaybettiğini dile getirdi. İhracat ve bölünmüş arazilerin de büyük sorun yarattığını ve burada ciddi politikalara ihtiyaç duyulduğunu anlatan Kartallıoğlu, “Global ısınmanın Türkiye'ye yansıması olacak. Bu yıl Antalya'da seralarda kötü hava durumunun etkisi ile kapasitelere önemli yansıması olacak. Döviz kurundaki yükselmeler ihracatı da artırıyor. Döviz kuru yükselince Avrupa'daki pek çok ülke, Türkiye'den gelip ürün almak istiyor” yorumunu yaptı.
kaynak : sozcu.com.tr