IMF'den borç uyarısı
Uluslararası Para Fonu (IMF) Mali İşler Daire Başkanı Marialuz Moreno Badia ve Mali İşler Ekonomisti Paolo Dudine, küresel borcun 2018 sonunda 188 trilyon dolara ulaştığını belirterek, söz konusu rakamda gözle görülür bir artış olmamasına karşın, ülkeler bazında incelendiğinde, ekonomilerde artan zayıflıklarla birlikte çoğu ülkenin bir sonraki ekonomik yavaşlamaya "hazırlıksız yakalanabileceği" uyarısı yaptılar.
Badia ve Dudine’nin IMF Blog’da yer alan yazısında, IMF’ın Küresel Borç Veritabanı verilerinin kamu ve özel sektörle birlikte küresel borcun 2018 sonunda geçen yıla göre 3 trilyon dolar artışla 188 trilyon dolara yükseldiğini açıkladılar. Buna göre, her ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’yla (GSYH) hesaplanan küresel borç/GSYH oranı da aynı dönemde 1.50 yüzde puan artışla yüzde 226 olarak hesaplandı.
Raporda, gelişmiş ekonomilerin ortalama borç oranının düştüğü, fakat borcun azaltılması için gözle görülür önlemler alınmadığı belirtilirken, gelişmekte olan ve düşük gelirli ülkelerdeki borç oranının ise yükseldiği vurgulandı.
Raporda şu bilgiler yer aldı:
“2017’de küresel borç oranında görülen azalma, bir düşüş eğiliminin başlangıcını sağlayamadı. 2018’de küresel borç oranı 2016’daki düzeylerin hafif üzerine yükseldi. Genel eğilimler incelendiğinde iki grup dikkat çekti:
“-Gelişmiş ekonomilerin çoğunluğunda kamu ve özel sektörün borç oranı 2018’de azaldı. Burada, gelişmiş ekonomilerin çoğunluğunun 2018’de cari fazla verdiğine dikkat çekmek gerekir. Buna rağmen, bu ülkelerin geneline baktığımızda ortalama borç oranındaki değişikliğin küçük olduğu görülüyor.
“-Gelişmekte olan ülkeler ve düşük gelirli ekonomilerde borç oranında görülen yukarı yönlü eğilim, artışın ağırlıklı olarak kamu borcundan gelmesiyle bir yavaşlama belirtisi göstermedi.
“Küresel finansal kriz öncesinden farklı olarak mevcut riskler, dolaylı olarak söz konusu kriz sonrası oluşan bazı koşulların henüz iyileştirilememesiyle yalnızca özel sektörde değil, kamu sektöründe de görülüyor. Daha önce de belirtildiği gibi, yüksek özel sektör borç düzeyleri, şoklara yönelik zayıflıkları artırabilir ve ani ve masraflı bir borç azaltma sürecine yol açabilir. Fakat özel sektör borcunu azaltmak, üretimdeki azalışın daha düşük gelirlere yol açması ve kurumsal zayıflıkların kayıplara yol açarak bankalar tarafından sağlanan borçları kesmesiyle, hali hazırda aşırı borçlu kamu sektörü için ağır bir yük oluşturabilir. Bu sebeple, bir önceki sert şok öncesi zayıflıkları azaltmak büyük önem taşıyor.”
Yenicag / Ekonomi