IMF'den Türkiye raporu
Geçen yıl yaşanan kur krizi ve takip eden resesyonun etkilerini hâlâ hissetse de Türkiye ekonomisinin 2019 yılında küçülmesini beklemediklerini (beklenti yüzde 0.25'lik büyüme) kaydeden IMF heyeti iç ve dış risklere karşı hassasiyetin sürdüğünü ve reform yapılmaması halinde büyümenin sürdürülebilirliğinin zorlaşacağını kaydetti.
'Sürdürülebilir güçlü büyüme beklentilerinin zayıfladığı ve risklerin aşağı yönlü kalmaya devam ettiği' değerlendirmesinde bulunan IMF heyetinin raporunda, "Son dönemde yaşanan geri dönüşe rağmen kapsamlı bir reform paketinin tutarlı bir şekilde uygulanışı olmaksızın orta vadeli büyüme, büyük ihtimalle mevcut bilanço kısıtları karşısında düşük kalacak. Gelişmekte olan ülkelere yönelik duyarlılığın gerilemesi, politikaların uygulanmasında yaşanabilecek olası riskler ve olumsuz iç ya da dış gelişmeler risk oluşturuyor" ifadelerine yer verildi.
"FAİZLER BEKLEMEDE TUTULMALI"
Merkez Bankası’nın parasal gevşemeci adımlarını 'fazla agresif' olarak nitelendiren IMF heyeti, "Makro-finansal riskler karşısında hafifletilmeye ihtiyaç duyuyor. Para politikası, enflasyonda ve enflasyon beklentilerinde sürdürülebilir bir aşağı yönlü gidiş yaşanmadan faizleri beklemede tutmalı. Bu aynı zamanda lirayı destekler, rezervlerin yeniden oluşmasını sağlar ve dolarizasyonu geriye çevirir" değerlendirmesinde bulundu.
"KAMU HARCAMALARININ YÖNETİMİNİ RİSKE ATIYOR"
Bütçe dışı ve diğer merkezi olmayan devlet kurum ile kuruluşlarının kapsamı ile rolünün de dikkatli bir biçimde tanımlanması ve maksimum şeffaflık derecesinde, güçlü bir yönetimsel çerçeveyle gözlemlenmesi gerektiğini kaydeden IMF heyeti, bu bağlamda 'Türkiye Varlık Fonu'nun (TVF) yatırım yetkisinin bütçe sürecinin dışında kalan kamu harcamalarının yönetimini riske attığı' uyarısını yaptı ve "TVF’nin yönetimsel yapısı, olası çıkar çatışmalarını sınırlandırmak için de rötuşlanabilir" tavsiyesinde bulundu.
IMF heyeti, gelen iyi raporlara rağmen banka bilançolarının bağımsız ve tarafsız bir kuruluş tarafından incelenmesi ve stres testine tabi tutulmalarının güvenin artırılmasına yardımcı olacağını ifade ederken, aynı zamanda kredi büyümesini destekleyen eylemlerin de sınırlandırılması gerektiğini söyledi. "Özel banka borçlanmalarını zorunlu karşılıklarla teşvik eden son değişiklikler tekrar gözden geçirilmelidir" denen raporda, konkordato ve iflas mevzuatları için de benzer bir yorum yapıldı.
Yenicag / Ekonomi