Türkiye'nin verileri yerli teknolojiye emanet
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, veri aktarımları için (analog ses) kablolu yeraltı şebekesi kurulumları yaklaşık 100 yıllık bir geçmişe sahip bulunuyor. Kablo teknolojisindeki gelişim, fiber kablolamayla oldukça yüksek veri iletim hızlarının sağlandığı bir seviyeye geldi ve ışık hızında geniş kapasiteli veri iletimleri fiber kablolarla mümkün oldu.
Fiber kablolama için altyapı oluşturma zorluğu ve maliyeti ise havadan kablosuz veri iletiminin önemini gün geçtikçe artırıyor. Coğrafi alanı zor, engebeli olan ve kazı maliyetlerinin karşılanmasında problem yaşanılan ülkelerde havadan kablosuz veri aktarımı sağlayabilen radyolink şebekelerinin kullanım ihtiyacı öne çıkıyor.
5G teknolojilerinde şebekelerde sıklıkla kullanılacak M2M (Machine to Machine) uygulamaları başta olmak üzere Small Cell kurulumlarında da baz istasyonlarına yüksek kapasiteli transmisyon hatlarının sağlanabilmesi yüksek önem taşıyor. Dünyada 2021-2025 döneminde 5 yıllık radyolink pazar büyüklüğünün 17 milyar olması öngörülüyor, Türkiye için ise bu rakam yaklaşık 200 milyon dolara karşılık geliyor.
YERLİ ÜRÜN İHTİYACINA GÜVENLİ ÇÖZÜM
Türkiye, 2018 yılında 7, 13 ve 80 GHz frekanslarında yerli üretim şartı getirdi. Yerli ekipman sağlayıcı firmayla çalışmak operatörlere ayrıca daha esnek hizmet alma ve ihtiyaçlarına göre ürün üzerinde daha hızlı geliştirme yapılması ve çözüm sağlanması gibi avantajlar sunuyor. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) iştiraki , haberleşme, siber güvenlik ve modelleme-simülasyon teknolojilerindeki birikimiyle tüm bu ihtiyaçları dikkate alarak yerli çözümler geliştiriyor.