Toyota: "Türkiye'de vergi sistemi dünya ile uyumlu değil, sektör krizde"
Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ Üst Yöneticisi (CEO) Ali Haydar Bozkurt, otomotiv sektörünün içinde bulunduğu duruma dair önemli açıklamalarda bulundu.
Yüksek vergiler nedeniyle Toyota'da satışların büyük bir düşüş yaşadığına dikkat çeken Bozkurt, böyle devam etmesi halinde bayilerde ve distribütör firmalarda kapanmaların başlayacağını söyledi.
Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’ın Bozkurtla yaptığı röportaj şöyle:
700-800 BİNİN ALTINA DÜŞMEMELİ
Türkiye otomotiv pazarı sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz satışları?
– Normal diye kabul ettiğimiz 1 milyona yakın iç pazar satış adedi geçen yıl 620 bine geriledi. Bu yıl ise 470 binlerde kapanacak gibi görünüyor. Kolay bir süreç yaşamıyoruz. Türkiye’deki mevcut bayi yatırımları belli bir rakama göre dizayn edilmiş. Satış adetlerinin 700-800 binin altına düşmemesi gerekiyor. 600 bin gibi bir kırmızı çizgi var. 600 binin altına düştüğünüzde gerçekten ciddi sıkıntılar yaratıyor. Bunun etkilerini sektör yaşıyor. Gerçekten keyifli bir süreç değil. Arka arkaya kötü geçen ikinci yıl oluyor aslında. Son 1.5 aydır faiz indirimleri sayesinde birazcık rahatlama var. Ama şimdi de şöyle bir sıkıntı var; bu kampanyaya hazırlıklı araç stoğu yok büyük firmaların elinde. Aralık ayı sonuna kadar yaklaşık 4 bin aracımız daha olsaydı satabilirdik. Çünkü otomobil öyle düğmeye basınca hemen siparişler çıkmıyor, 6 ila 12 ay gibi bir süreç gerekiyor.
Faiz indirimi kampanyasını siz talep etmediniz mi, niye hazırlıksız yakalandınız?
– Bir sürü şey talep ediyoruz ama böyle bir şeyin geleceğini de bilmiyorduk. Bir sabah uyandık böyle bir kampanya açıklandı. Anında yurtdışına ya da buradaki fabrikalara üretim talebinizi gönderiyorsunuz. Vatandaşlar araç almak istiyor. Faizlerin düşmesi mutlaka olumlu yansıdı, dövizin sabit kalması da çok önemli.
SERVİS KAYBI DA VAR
Kırmızı seviye ve altında devam ederse, pazarda neler olabilir?
– İki yıl üst üste bu kırmızı seviyenin altında olursa maalesef bazı bayiler sıkıntı yaşamaya başlıyor. Bayilerde küçülmeler başlar. Bazen kapanmalar da söz konusu olabilir. Distribütör firmalar küçülmeye gidebilir. Küçülmeyi düşünmek bizim hep kaçındığımız konudur. Çünkü yetişmiş kalifiye personelinizden vazgeçmiş oluyorsunuz. İnsanların işsiz kalması firmaların son çare olarak baş vurdğu yoldur. 2 yıldır zorlu süreç yaşanıyor, biz firma olarak böyle bir şeye başvurmadık. Sadece satış değil servis kaybı da yaşıyorsunuz. Otomobil firmalarının satış ve servis dışında geliri yok. Piyasada birinin işi bozulduğu zaman mutlaka zincirin diğer halkalarına da olumsuz yansıyor.
ARAÇ SIKINTISI VAR
Toyota’nın kaç bayisi var, azaltma planınız var mı?
– 59. Şu anda kapatma planımız yok. 2020’de 2 ya da 3 yeni bayi açacağız.
1 milyon adetlik seviyeleri yeniden yakalamanız ne kadar sürer?
– En az 2-3 yıl daha o seviyelere gelemez gibi görünüyor.
Siz şirket olarak 2019’u nasıl kapatacaksınız?
– Biz pazar payımızı artırdık. Burada da hibritin çok büyük katkısı oldu. Bu yılı 25 bin adet seviyesinde kapatırız. Ama 5 bin aracımız daha olsa son 3 ayda satardık.
Pazar daha çok küçülecek öngörüsüyle mi getirmediniz?
2019’un siparişlerini 2018’in ekim-kasımında belirliyoruz. O zamanki beklenti de pazarın 350 binler civarında olacağı yönündeydi. Biz de ona göre sipariş verdik. Şu anda diğer firmalarda da araç sıkıntısı var. Ama ekim ayında taşıt kredilerinde faiz indirimi olunca pazarda bir talep oluştu ondan dolayı bu ilave satışlar geldi.
ÖNGÖRÜ YAPMAK MARİFET
2020 ile ilgili öngörünüz nedir?
– 2019 ile ilgili 2018’in haziranında başladık 30 tane öngörü yaptık bugüne kadar. Her gün yeni bir şey yaşanıyor, kur yükseliyor… Bizim ülkemizde bir şirket yönetiyorsanız öngörü yapmak gerçekten marifet. Avrupa’da 3 yıllık plan yapsanız yüzde 3-5 sapar. Bizde öyle değil ki, bir bakıyorsunuz yüzde 50 sapmış. Bu yıl da gelecek yıl için bir sürü öngörü çalıştık tabii. Bugün durduğumuz noktada her şey böyle giderse, hiçbir taş yerinden oynamazsa iç pazar satışı 550 bin civarında olur. Satışları etkileyen iki temel faktör var: Biri kur diğeri faiz. Kur aracın maliyetini ve doğal olarak fiyatını belirliyor. Kredilerin yüzde 1’ler civarında kalması gerekiyor.
BAYİLER KAPANABİLİR
Otomotiv sektörü açısından şu anda ne tür riskler görüyorsunuz?
– Sektör için en büyük risk eğer pazarı tekrar 600 bin üzerine çıkaramazsak… Mevcut bayilik yapıları KOBİ ağırlıklı. İlk sıkıntılar orada yaşanıyor. Oralarda küçülme hareketleri olabiliyor, insanların işten çıkarılması söz konusu olabiliyor. Hatta sıkıntı yaşayan bayilik operasyonların kapanması söz konusu olabiliyor. İlk gördüğümüz risk bu. İkincisi pazar düşük gittiği zaman yatırım için pazara girmeyi düşünen firmaların cesareti kırılıyor. 1 milyon adetler nerede 500 bin adet nerede. 1 milyon dediğini zaman Avrupa’daki 6. büyük pazar oluyorsunuz, o zaman bu ülkeye gelinir diye düşünüyor firmalar. 400 bin dediğinizde ise Avrupa’da 11. büyük pazar oluyorsunuz. O zaman yatırımcıların da cesaretini kırmış oluyoruz. Bunun sağlanması için vergi sisteminin dünya ile uyumlu hale gelmesi lazım. Türkiye’nin 10 yıllık bir otomobil stratejisinin olması lazım ve bunun arkasında durulması lazım. Böyle bir plan bu pazara güven duyulmasını sağlayabilir.
İnsanlar araba alırken öncelikle neye dikkat ediyorlar?
– Tüketicimiz çok bilinçli. Öncelikle ihtiyaçlarının ne olduğuna bakıyorlar. Sonra fiyatına bakıyor. Aracın işletim maliyetine bakıyor. Ne kadar yakıt yakıyor vergileri ne kadar servis giderleri ne olacak vs. Sonra arabayı satarken değer kaybetme oranı nedir diye ve ne kadar hızlı satarım diye bakıyor. Corolla’nın çok satılma sebeplerinden birisi odur. Hem değerinde hem de hızlı satılır. Çevrecilik de yavaş yavaş devreye girmeye başladı.
Fiyatlar da artıyor, bu kriz ortamında yurttaş arabaya para ayırabilir mi, daha çok temel ihtiyaçlarına bakmıyor mu?
– Tabii ki genel ekonomik seyirle toplam satılan araç sayısı etkileniyor. Ekonomide bir sıkıntı varsa bu satışlara yansıyor. 1 milyondan 470 bine düştü: Bu şu demektir; otomobil alan insan sayısında yarı yarıya azalma var. Ama bu şu demek değil, alamayanların hepsi ekonomik gücünü kaybettiği için alamıyor değil. Tasarrufunu başka şekilde değerlendiriyor. Ama otomobil fiyatı artıyor mu elbette artıyor çünkü dövizden kaynaklı.
VERGİ SİSTEMİ DEĞİŞMELİ
Otomotiv sektöründe vergi oranları da çok yüksek, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Vergi oranları bizim en çok üzüldüğümüz taraf. Evet vergi oranları yüksek, ama vergi sisteminiz de dünyayla uyumlu değil. Motor hacmine dayalı bir vergi sistemi var bizde, böyle bir sistem kalmadı. Teknoloji o kadar gelişti ki aracınızın motoru 1.6 mı 2 litre mi olmuş, aracınız buna göre lüks olmuyor. Yurtdışında birçok ülkede çevreye verdiğiniz zarara göre bir vergi ödersiniz. Bunları anlatan bir vergi sistemine ihtiyaç var. Bu yüzden de yeni teknoloji araçları ülkemize getiremiyoruz. Bu konuda biz yıllardır bir şeyler yapılmasını bekliyoruz. Avrupa’da bir otomobil aldığınız zaman KDV’sini ödeyip alıyorsunuz, yüzde 19.3 Bizde ise aracın 3 katına kadar çıkan vergiler var. 100 liralık bir araba alıyorsunuz ödediğiniz para 280 küsür lira. Sırf bu vergi sisteminden kaynaklı.
Bu yıl araba fiyatları ne kadar arttı?
– Döviz kuru kadar artmadı. Döviz yüzde 40-50 bandında arttıysa otomobil fiyatlarının artışı ortalama yüzde 35 seviyelerinde kalmıştır. Çünkü onu bir anda yansıttığınızda oto satışları tamamen duruyor.
Toyota olarak 2020’de satış öngörünüz nedir?
– Biz gelecek yıl 39 bin adetlik araç satabileceğimizi düşünüyoruz.
2020’de arabalara yeni zam olur mu?
– Keşke hiç böyle bir öngörümüz olmasa. Kurlar böyle seyrederse büyük büyük zamlar olmaz. Yarın sabah uyandığınızda kurun nereye varacağını kestiremiyorsunuz ki
Türkiye satılan araçların yüzde kaçı Sakarya fabrikanızda üretiliyor?
– Şu anda Corolla ve C-HR dediğimiz iki modeli Türkiye’de üretiyoruz. Bu iki modelimizin toplam satışlar içindeki yapı yüzde 85. Fabrikamızdan 100’den fazla ülkeye ihraç ediyoruz.
Yenicag / Ekonomi