Ünlü ekonomist Alaattin Aktaş kötü haberi verdi, Ekonomide deprem sonrası Tsunami geliyor
Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, Türkiye'deki ekonomik krizin fiyat artışlarına bir tsunami gibi yansıyacağını yazdı. Aktaş yazısında"İlk on ayda sepet kur yüzde 39 artarken, Yİ-ÜFE'deki artış yüzde 17'de kaldı. Üstelik kur artışı dünkü tabloya göre yüzde 50'ye doğru gidiyor. Kur böylesine artarken fiyatların görece çok düşük artmasını nasıl izah etmeli?" ifadelerini kullandı.
Alaattin Aktaş'ın yazısı şöyle:
"Ege Denizi’nde meydana gelen ve İzmir’i de vuran, Kandilli’ye göre 6.9, kimi ölçümlere göre 7 şiddetinde olan ama nedense resmi açıklamalarda hep 6.6 olarak ifade edilen deprem Sığacık’ta küçük çaplı bir tsunamiye yol açtı. Depremi öngörmek tabii ki mümkün değildi, alışık olmadığımız için tsunamiyi de korkuyla ve yadırgayarak izledik.
Ama biz başka depremlere ve onun yol açtığı tsunamilere çok alışkınız. Üstelik bu depremi kendi ellerimizle hazırlar, ardından tsunaminin geleceğini de çok iyi biliriz.
Ekonomide yaşadığımız bu deprem, TL’deki erime depremidir. Hani İzmir’deki bazı binalar depremde un ufak oldu ya, ulusal paramız da bu yıl o şekilde parçalandı, küçüldü. TL, kızgın tavaya konulan bir parça tereyağı ya da margarin nasıl hızla erirse, o şekilde eridi.
Yılın ilk on ayında bir dolar ve bir eurodan oluşan sepet TL karşısında yüzde 39 oranında değer kazandı. (Bu TL’nin değer kaybı değildir; TL bu dönemde döviz sepetine karşı yüzde 28 değer kaybetmiştir.)
Kur böylesine artınca ardından bir tsunami gelecektir. Bu kaçınılmaz. Bu tsunami de fiyat artışıdır.
Döviz sepetinin yüzde 39 arttığı bir dönemde fiyatlardaki artışın üretici fiyatlarında yüzde 17’de, tüketici fiyatlarında yüzde 11’de kalmasını izah etmek mümkün mü?
Ne yani, yurtiçinde üreticiler ithal girdi kullanmaz mı oldu, enerji ithal etmiyor muyuz artık; ithalatta maliyeti yukarı çeken kur artışının etkisini nasıl oldu da böylesine aşağılarda tutabildik?
Bir izahat gerekiyor. Ya da deprem oldu da henüz tsunami gelmedi. Depremle eş zamanlı olmuyor çünkü bu.
Yani geliyor, bizi bir tsunami felaketi bekliyor...
MAKAS TAM 22 PUAN
Geçen yılın aralık ayında bir dolar ve bir eurodan oluşan sepet kuru, ay ortalaması itibarıyla 100 kabul ediyoruz; yine aynı şekilde Yİ-ÜFE endeksini de... Ekim ayına geliyoruz; sepet kur 139.19’a çıkmış, Yİ-ÜFE endeksi ise yalnızca 117.48’e.
Arada tam 22 puanlık bir makas oluşmuş durumda.
TÜFE’den ise hiç söz etmiyoruz bile. TÜFE endeksi 100’den 110.64’e çıkmış yalnızca.
Olacaklar belli. Zaten ilk işaretler son üç aydır alınıyor. Yİ-ÜFE’de son üç aydır yüzde 2.35, yüzde 2.65 ve yüzde 3.55’lik artışlar var. Bu artış hızlanacak ve bir süre sonra Yİ-ÜFE’den TÜFE’ye yansıma daha belirgin hale gelecek.
KUR ARTIŞI FİYATLARI DAHA MI AZ ETKİLİYOR
2018 yılına dönelim... Rahip krizi, faiz artırmakta yine geciken bir Merkez Bankası ve sepet kurun eylül ayına gelindiğinde yüzde 64 artışıyla karşı karşıya kalınması...
Sepet kurun yüzde 64 arttığı bu dokuz ayda Yİ-ÜFE’de yüzde 39 artış yaşanmış, on aylık artış ise yüzde 40’a ulaşmıştı. Evet arada 24 puana ulaşan bir fark vardı, yani o zamanki fark bu yıldan daha fazlaydı ama hesabı başka türlü yapmak gerekir.
2018’de ilk dokuz ay itibarıyla fiyatlarda sepet kurdaki artışın üçte ikisine yakın bir artış yaşanmıştı.
Yüzde 64 kur artışı, yüzde 39 fiyat artışı...
Bu yıla dönelim yeniden... On aydaki kur artışı yüzde 39, fiyat artışı yüzde 17. Yani fiyatlar, kurdaki artışın yalnızca yüzde 44’ü kadar yükselmiş.
Yani şimdi Türkiye ekonomisinde fiyat oluşumu kurlara 2018’dekinden çok daha az mı duyarlı?
KASIM AYINA GİRİŞ TAM BİR FELAKET
Değerlendirmeyi hep on aylık veriler üstünden yaptık. Ama kurlar öyle hızlı değişiyor ki, öyle hızlı bir hareket var ki, ekim verileri anlamını şimdiden yitiriverdi.
Ekim ayı ortalamasında dolar 7.87, euro 9.27, sepet kur ise 8.57’ydi. Bu düzeye göre bile Yİ-ÜFE ile makas fena halde açılmıştı.
Peki dünkü kurlara göre durum ne? Bu satırları yazarken dolar 8.53 dolayındaydı, euro 10 liraya dayanmıştı; buna göre sepet kur da 9.26 düzeyinde oluşmuştu.
Hani mesela diyelim, kasım ayındaki sepet kurun 9.26’da kalacağını varsayalım. Bu durumda sepet kurun on bir aydaki artışı tam yüzde 50’ye ulaşacak.
Ve kurdaki bu artış, diğer etkileri bir yana, fiyatlar yönüyle öyle Sığıcak’taki gibi değil, okyanusta ortaya çıkan boyutta bir fiyat tsunamisine yol açmayacak, öyle mi!”
ABD seçimleri bitmeden Dolar Euro ve altında rekor geldi! Peki şimdi ne olacak?
İstanbul'da deprem riski ne durumda? Jeolog Şener Üşümezsoy anlattı
Bebeklerde en sık görülen hastalıklar
Pandemi Sürecinde ÖZEL RAMİ Hastanesinde Neler Yaşandı ?
Deri kuruluğu nedir? Deri kuruluğu nasıl oluşur?
Yenicag / Ekonomi