Türkiye ekonomisinin kalbi İstanbul’da önemli bir kurumun başkanısınız. Türkiye ekonomik açıdan nasıl bir yıl geçirdi sizce?
Çok kolay bir yıl olmadı. Sarsıldık ama kesinlikle yıkılmadık. Hatta çeliğe nasıl su verilince daha da sağlamlaşır; aynen onun gibi bence. 2019 gerçekten bir toparlanma ve yeni dönemi inşa etme yılı oldu. Bunun en önemli göstergesi, OECD, Dünya Bankası, IMF başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluş yılın başında Türkiye ekonomisi için yaptığı tahminlerin hepsini olumlu yönde revize etti. En kaba tabiriyle hepsi biraz çuvalladı. Ayrı bir heyecanla takip ettiğim yerli otomobil konusunda ezber bozan bir çıkış yaptık. Dış politikada Türkiye’nin bekası için çok önemli adımlar atıldı. Ekonomideki önlemler ve dış politikadaki adımlarla 2019’da taşlar yerine oturdu. Bu ikisi birleşince 2020’ye çok daha özgüvenle girdik. Tabi ki işsizlikle mücadelede atılması gereken önemli adımlar var. Enflasyonda alınacak mesafe var. Ama istikametin doğru olduğunu düşünüyorum.
ATILMASI GEREKEN ADIMLAR Nedir atılması gereken o adımlar?
Birkaç konuya odaklanmamız lazım. Üretimi, yatırımı istihdamı daha da önceliklendirmemiz lazım. Finansa erişim konusunda daha uygun vade ve erişimin kolaylaştırılması önemli. Bu yıl kredi hacminin artması gerektiğini, maliyetinin tek haneye düşmesi gerektiğini düşünüyorum. Faizlerin düşürülmesi çok olumlu bir katkı yaptı. İkinci konu Türkiye’de yatırım ikliminin iyileştirilmesi. Bütün bunlar hükümetin gündeminde. Bir de bizim olarak gündeme getirdiğimiz bir konu var; biz ekonomi dostu bir iş kanunu istiyoruz. ‘İşveren dostu’ bir iş kanunu istemiyoruz.
EKONOMİ DOSTU İŞ KANUNU Ne demek istiyorsunuz ekonomi dostu derken?
Bir araştırma yaptık. Türkiye’de bir çalışan, işyerinden ayrıldıktan sonra belli konularda 60 ay, belli konularda da 120 ay içinde eski işyerine dönüp dava açabiliyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir süre yok. Daha dengeli bir iş kanunu çıkarmamız lazım. Niye? Çünkü mevcut iş kanunu Türkiye’deki işverenleri ve potansiyel istihdam sağlamaya çalışan insanları istihdama karşı isteksizleştiriyor. Bu konuyu ekonomi yönetimi ile görüştük. Şu anda Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na sunulmak üzere karşılaştırmalı bir rapor hazırlıyoruz.
REKABETÇİ KUR AVANTAJ Kur seviyesi hala yüksek seyrediyor, bu endişelendirmiyor mu sizi?
2020-2021 büyüme hedeflerini tutturmak için gözden kaçırmamamız gereken çok önemli bir nokta var. O da kur, mutlaka her yıl enflasyon kadar artmalı. 2003-2004-2005’lerde dışarıdan kolay fon bulunduğu için kimse düşük kura itiraz etmedi ama Türkiye o dönem için ithalatçı olmaya yöneldi ve birçok ara malı üretiminde avantajını oldukça kaybetti. O zaman çok etkin maliye politikası yürüttüklerini öne süren ve bugün farklı oluşumların içinde yer alanlar buna sebep oldu. Verilere baktığımızda, bu tarz politikaların uygulanmadığı dönemlerde Türkiye’nin ihracatının hızla arttığını, ithalatının düştüğünü gözlemliyoruz. Dolayısıyla Türkiye’nin rekabetçiliğini koruması için kurun mutlaka enflasyonla paralel bir seyir izlemesi lazım.
YERLİ OTOMOBİL HEYECANI Yerli otomobili ayrı bir heyecanla izliyorum dediniz. Bu heyecanın özel bir nedeni var mı ?
Otomotivde bizim de kendimize göre bir tecrübemiz var. O nedenle daha bir heyecanla izliyoruz gelişmeleri. Biz aile şirketimizde Dünya Rallikross Şampiyonası için otomobil üretiyoruz. Yerli otomobil projesinin çok başarılı olacağına inanıyorum ama proje global olmalı. Türkiye’nin Otomobili projesi durup dururken ortaya çıkmadı. Türkiye’nin bu konuda ciddi bir deneyimi var. Biz otobüste, kamyonda Otokar, BMC, Güleryüz, Temsa gibi alanında birçok güçlü otobüs ve kamyon markazı çıkardık. Otomobilde de bunu yaparız.
YARIŞ OTOMOBİL ÜRETİCİSİ Yarış otomobili derken...
Otomotiv tedarik sanayinde bir firmamız var. Babamızdan kalan bir firma. İki kardeş makine mühendisiyiz. İşi biz devraldık. İç-dış kaporta aksamı yapıyoruz. Bunun dışında yarış otomobili yapıyoruz. Tasarımı, üretimi ve tüm sınai hakları bize ait.
Hangi yarışlara üretim yapıyorsunuz?
Amerika’dan, Avrupa’nın birçok ülkesine hatta Avustralya’ya kadar yarış otomobilleri ihraç ediyoruz. Bizimki seri üretim değil butik bir iş. 2011’de başladık, siparişe göre 2 haftada bir otomobil üretiyoruz. THY kargo ile yurtdışına gönderiyoruz. Dünyada en çok bilinen yarışları Formula 1 ve ralli. Bizim otomobillerin yarıştığı kategori ‘Rallikros’. Bu yarışta otomobillerin hepsi aynı model. Küçük bir parkurda, yarışa eş zamanlı başlanıyor. İşte bu yarıştaki tüm otomobilleri biz üretiyoruz.
ŞAMPİYON YETİŞTİRİYORUZ Kime satıyorsunuz?
Yarış okulları, takımlar, pilotlar, sponsorlar alıyor. Katma değeri çok yüksek, ilginç bir sektör. Birçok otomobil markası tanıtım için bu yarışlarda yer alıyor. Otomobilleri ürettikten sonra yedek parça temini de ayrı bir iş hacmi yaratıyor. Control 2 ve Control 4 diye iki modelimiz var. Bizim otomobiller SuperCar Lites sınıfında yarışıyorlar. Birinci sınıf yarışlarda ise otomotiv üreticileri kendi markalarıyla yarışıyor. Bizim otomobil ürettiğimiz yarışlarda ise daha çok pilotlar yetişiyor. Buraların şampiyonları büyük yarışlarda otomobil markalarının pilotları oluyorlar. O yüzden bizim mottomuz, ‘Yıldız yetiştiriyoruz’ şeklinde.
ALİYA İZZETBEGOVİÇ'İN YOL ARKADAŞLARI
Annem ile babam Yugoslavya’da Müslüman gruplara baskı yapılan bir dönemde daha sonra kurulan Bosna-Hersek Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç ile birlikte bu baskılara karşı mücadele vermişler. Hatta bu uğurda babam 2 yıl annem 18 ay hapis yatmışlar. Aliya İzetbegoviç’le anne ve babamın dostluğu ölene kadar devam etti. Türkiye’ye geldiğinde baba evinde kalırdı. Babam yüksek makine mühendisi idi. Yugoslavya’da çalışamadığı için Almanya’ya gitmişti. Daha sonra bizi de yanına aldırdı. Sonrasında hep beraber Türkiye’ye geldik. Ben babamı iki kez ağlarken gördüm. İlki 1966’da İpsala sınır kapısından Türkiye’ye girdiğimizde, Türk bayrağını gördüğünde ağlamasıydı. Bu çok özel bir duygu. Bu topraklar bize yaşam hakkı verdi, okuma, iş kurma hakkı verdi. Böyle bir kurumun başına gelme hakkı verdi. Her açıdan bizim bu ülkeye ayrı bir vefa borcumuz var. Benim de kendi işimin yanı sıra iş dünyası örgütlerinde gücümün yettiğince çalışmaya bu kadar gayret etmemin nedeni işte bu vefa duygusu.
KARİYER 1971'DE AVUSTRALYA'YA CEVİZ İHRACATI
1959 yılında Zenica’da (Bosna-Hersek) doğdum. Almanya-Köln’de başladığım eğitim hayatımı İstanbul’da tamamladım. Aile olarak İTO ile ilk buluşmam 1971’de oldu. Babam bir ithalat-ihracat firması kurmuştu. O zaman 1971’de Avustralya’ya ceviz satarak ilk kez İTO ile tanıştık. Sonra 1984’te kendi firmamı kurdum ve İTO’ya üye oldum. 1990’da MÜSİAD’ın kuruluşunda yer aldım, başkan yardımcılığı dahil birçok görev üstlendim. O zamandan bu yana da sürekli olarak iş dünyası kurumlarında görev aldım. 2018’den bu yana İTO’da başkanlık görevini yürütüyorum.
İYİ Kİ YAPTIM GÜNDÜZ ÇALIŞTIM GECE OKUDUM
İyi ki mühendis oldum. Mühendislik tahsili yaptıktan sonra gündüz çalıştım ve gece İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletmecilik İhtisas Programı’na gittim. Orayı derece ile bitirdim. O zaman evimiz Pendik’deydi ve okul da epey uzaktı, Hisarüstü’ndeydi. Gece gidip gelmek çok zordu ama o dönemden çok keyif aldım. İyi ki yapmışım. Yaptığımız işten de keyif alıyoruz. İstihdam sağlamak çok mutluluk veren bir şey. İyi ki kurucu olduğum kurumlarda yer aldım diyorum. MÜSİAD başta geliyor, o zaman çok zor şartlarda kurmuştuk. İyi ki MÜSİAD’ın kuruluşunda yer aldım.
KİME TEŞEKKÜR EDİYOR AİLEMİN DESTEĞİNE
Öncelikle tabi bize bu nimetleri veren Allah’a hamd ediyorum. Sonrasında Türkiye’ye büyük bir teşekkür borcumuz var. Bizi yetiştiren anne ve babama teşekkür ederim. Bütün bu süreçlerde görev almamızda bize müsaade eden eşime ve çocuklarıma teşekkür ediyorum. Bir de ortağım olan kardeşime teşekkür ediyorum. Onlar olmazsa biz buralarda olamazdık.
OTOMOBİL YAŞ GEÇİNCE HIZ DÜŞÜYOR
Otomobil kullanmayı çok severim. Hız merakım da vardı. Ama şimdi makul bir sürücüyüm, yaş geçince hız düşüyor. Yine de bazen hız denerim. Bizim bir test otomobilimiz var. Kardeşim onunla yarışlara katılıyor. Hatta geçen yıl kendi kategorisinde şampiyon oldu.
ZAMAN YÖNETİMİ İŞLER KARDEŞİME EMANET
Güne erken başlayıp, eğer İTO’yla ilgili bir program yoksa ilk yarıyı şirketimizde, kendi işlerimle değerlendiriyorum. Öğleden sonra İTO’ya geliyorum ve artık kaçta biterse o zaman eve geçiyorum. Hatta hafta sonları bile İTO’da bazı görüşmeler yapıyorum. Bu aralar işler, sağ olsun biraz daha fazla kardeşime emanet.
NE İZLİYOR TERCİHİM FİLM
Televizyon ya da dizi izleyemiyorum. Pek vakit bulamıyorum. Bazen eşimin seyrettiği dizilere gözucuyla bakıyorum ama genelde film izlemeyi tercih ediyorum.
KEŞKE YAPMASAYDIM KEŞKELERE TAKILMIYORUM
Keşkelere çok takılmıyorum. Hayat felsefesi olarak keşke yapmasaydım demiyorum. Eğer bir hatamız, eksiğimiz olmuşsa o zaman ondan ders almaya çalışıyorum.
TATİL SESSİZLİK VE DİNLENME
Küçük, ücra, kıyıda-köşede kalmış yerleri tercih ediyorum. Çok yabancının olmadığı, gürültünün olmadığı yerleri seviyorum. Sessizlik içinde, doğayla baş başa dinlenmeye yöneliyorum.